Yeni Vergi Düzenlemeleri “Madde8 – “

İLK METİN – (İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Teklifi)

KOMİSYONUN TEKLİF ETTİĞİ METİN

8. MADDE İLE İLGİLİ MECLİS GÖRÜŞMELERİ

“Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
27. Dönem 3. Yasama Yılı
18. Birleşim14 Kasım 2019 Perşembe

8’inci madde üzerinde 3 adet önerge vardır, aykırılık sırasına göre okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesinin kanun teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Kemal Bülbül Mehmet Ruştu Tiryaki Mahmut Toğrul

Antalya Batman Gaziantep

Serpil Kemalbay Pekgözegü Meral Danış Beştaş Nuran İmir

İzmir Siirt Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Antalya Milletvekili Kemal Bülbül konuşacaktır.

Buyurun Sayın Bülbül. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kambiyo hizmetlerine ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisinin oranı binde 2 olarak değiştirilmekte ve spekülatif amaçlı döviz alım satımının önlenmesini de teminen bu vergi oranına yönelik Cumhurbaşkanına verilen yetkiler yeniden düzenlenmektedir. Kanunda önerilen değişiklikle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 33’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “binde 1’dir” ifadesi “binde 2’sidir” şeklinde ve ikinci fıkrasında yer alan “yukarıdaki oranları aşmayacak şekilde yeniden tespit etmeye yetkilidir” ifadeleri “kambiyo muamelelerinde 10 katına vergiye tabi, diğer muamelelerde ise kanuni seviyesine kadar artırmaya yetkilidir” biçiminde değiştirilmek istenmektedir.

Düne kadar “binde 1” biçiminde ifade edilen oranın hangi saiklerle, yüzde 100 artışla “binde 2” olduğuna ve kambiyo muamelelerinde bu oranın 10 katına çıkarılmasına dair de herhangi bir gerekçe ileri sürülmemektedir. Her türlü ekonomik hareketlilikten elde edilen gelirlerden alınan vergilerin oranının ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar artırma ve kanuni oranında indirme hususunda Cumhurbaşkanına yetki verilmek istenmektedir.

Her şeyde olduğu gibi burada da Cumhurbaşkanına yetki verilmek isteniyor ve ne hikmetse, bu eleştirilince de farklı bir bakış açısıyla…

Bu tutum neyin belirtisidir değerli arkadaşlar? Bakınız, biraz önce İstanbul Vekilimiz Sayın Ali Kenanoğlu da ifade ettiler, yarın çok önemli bir tarihin yıldönümü ve bu tarihin yıldönümünde, aslında bugün de planlı ve programlı bir şekilde yapılan iki şey var. Bu aslında, 24 Eylül 1925’te yürürlüğü konulan Şark Islahat Planı’nın ve 21 Aralık 1935’te yürürlüğe konulan Tunceli Kanunu’nun güncellenmiş hâlidir. Bugün, Şark Islahat Planı güncellenerek belediyelerimize atanan kayyumlarla ve Tunceli Kanunu güncellenerek Peri belediyemize atanan kayyumla birlikte aslında Türkiye’ye dönük, Türkiye’nin tamamı için bir Şark Islahat Planı uygulanmaktadır. Türkiye için bir Türkiye ıslahat planıdır bu.

Her şeyde Cumhurbaşkanına yetki vermenin ve her şeyde tek kişiyi yetkili kılmanın amaçlandığı bu yaklaşımın göstergelerinden bir tanesi 38 maddeden oluşan ve 37’nci maddesinde “1 Ocak 1940 tarihinde kaldırılacaktır.” denilen ve hâlâ yürürlükte olan Tunceli Kanunu’nda şöyle ifade ediliyor bakın: “Tunceli vilâyetine ordu ile irtibatı baki kalmak ve rütbesinin salâhiyetini haiz bulunmak üzere korkomutan rütbesinde bir zat vali ve kumandan seçilir.

Vali ve kumandan usulü veçhile Millî Müdafaa vekâletinin muvafakati alınmak şartile Dahiliye vekilinin inhası ve İcra Vekilleri Heyetinin kararile tayin olunur.

Bu vali ve kumandan teşkil edilen Dördüncü umumi müfettişliğin de umumî müfettişidir.” Şimdi bu vali kumandana, umumi müfettişin de müfettişliğine bir de kayyum eklenmiş ve Türkiye bu acı tabloyla karşı karşıya kalmıştır. Bu acı tabloyu dile getirdiğimizde, eleştirdiğimizde de gündemin buraya hasredildiği ve bununla Meclis gündeminin işgal edildiği gibi, aslında konuşmamıza da kayyum atamayı amaçlayan,

65


konuşmamızı da engelleyen bu ırkçı, inkârcı, tekçi tutumu da engelleyen bir yaklaşım gösterilmektedir.

Buradan şunu bir kere daha ifade etmek istiyorum: Şark Islahat Planı ve Tunceli Kanunu bugün güncellenmiş, yetkileri, kapsamı artırılarak sürdürülmektedir. Bu, kayyum atamalarında da tutuklamalarda da HDP illerinde sabah, şafak vakti yapılan operasyonlarda da gazetecilere, bilim insanlarına, düşünürlere yapılan operasyonlarda da çok bariz bir şekilde görülmektedir. Hâl böyleyken ortada bir şey yokmuş gibi yapıp da dijital vergi kanunu teklifini bütün ciddiyetiyle konuşmak aslında bir ciddiyetsizliktir. Geçen gün söylemiştim, tekrar ediyorum: Aslında, bütün Meclis sıralarının dolup bugün karşı karşıya olduğumuz bu vakanın enine boyuna konuşulması gerekirken bunu ıskalamak ve bir de bu hakikati dile getiren bizleri susturmaya çalışmak ırkçı, tekçi bir tutumdur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bülbül, sözlerinizi tamamlayın.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) – Bitirirken özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Yarın 15 Kasım 2019. 15 Kasım 1937’de Buğday Pazarı Meydanı’nda idam edilirken “Evlad-ı Kerbelayık! Bihatayık! Ayıptır, günahtır, yazıktır!” diyen Pir Seyit Rıza ve yarenleri için tüm Alevileri, yarenleri, dostları ve insan haklarından yana olanları cemevlerinde 15 Kasım 2019 Cuma akşamı çerağ uyandırmaya ve bunun için aşkla semah dönmeye davet ediyorum.

Teşekkür eder, saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bülbül.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

“Madde 8- 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 33’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “binde biridir” ibaresi “binde ikisidir” şeklinde değiştirilmiştir.”

Alpay Antmen Mehmet Bekaroğlu Süleyman Bülbül

Mersin İstanbul Aydın

Lale Karabıyık Turan Aydoğan İlhami Özcan Aygun

Bursa İstanbul Tekirdağ

Bülent Kuşoğlu Burhanettin Bulut Hüseyin Yıldız

Ankara Adana Aydı8n

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız konuşacaktır.

Buyurun Sayın Yıldız. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum.

8’inci maddede Cumhurbaşkanı bu vergi oranını yani binde 2 olan vergi oranını 10 kat artırarak yüzde 2’ye çıkarıyor. Sebep olarak ise döviz alım satımlarında spekülasyonu önlemek için diye söylüyorsunuz. Değerli arkadaşlar, 2003’te geldiniz iktidara, 2003’ten beri -Ulaştırma Bakanı- köprüleri, yolları, alt geçitleri yap-işlet-devret modeliyle hep dolar üzerinden siz anlaşma yaptınız. Havaalanlarını, şehir hastanelerini aynı şekilde yaptınız. Türkiye Cumhuriyeti’ni dolar bağımlısı yaptınız. Duyduklarımıza göre, yaklaşık 158 milyar sadece Ulaştırma Bakanlığının dolar bazında garanti verdiği işler var. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyorsak, bunu 10 kat, 20 kat artıracağınıza ilk önce bu dolar bazında yaptığınız anlaşmaları TL’ye çevirin. Samimiyseniz bunu yapmanız gerekiyor. Yirmi beş yıl boyunca bizim çocuklarımız, torunlarımız bu dolar borcunu ödeyecek. 5 liralık işi 10 liraya verdiniz. Gerçekten AKP samimiyse, bu Hükûmet samimiyse ilk önce sizin dolar bazında olan bütün anlaşmalarınızı TL’ye çevirmeniz gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz Aydın Milletvekili olarak hem Kuşadası hem Didim benim turizm bölgem. Maalesef bir hafta önce Plan ve Bütçede bir kanun değişikliğiyle konaklama vergisi diye bir vergi getirdiniz buraya ve 9’uncu madde üzerinde konuşuyoruz. Değerli arkadaşlar, bu Mecliste Türkiye Turizm, Tanıtım ve Geliştirme Ajansını kurarak bütün otellerin, eğlence merkezlerinin cirosunun binde 75’ini zaten kanun olarak çıkardınız. Bu ne demek? Otelcilerin kârının yüzde 10’unu ellerinden almak demektir. Şimdi, o yetmiyormuş gibi “konaklama vergisi” adı altında tekrar işte şu anki mevcut, 5 yıldızlı otel 18 lira, 4 yıldızlı otel 12 lira, 3 yıldızlı otel 9 lira, 2 ve 1 yıldızlı otel 6 lira.

66


Değerli arkadaşlar, size bir soru soracağım: Şimdi, hemen işte kanun çıkarıyorsunuz, 10 kat artış yapıyorsunuz, dövizi engellemek için sözde, değil mi? Şu an bizim üretim yaptığımız bütün fabrikaları sattınız, üretim yok. Vatandaş alışveriş yapamıyor, vergisini ödeyemiyor, dükkânını kapatıyor. Bizim buradaki döviz açığımızı turizm gelirlerinden kapatıyoruz. Yani o da bu sene 29 milyar civarında, onun da seneye ne olacağı belli değil. O yetmiyormuş gibi, turizmi engellemek için bir kanun daha getirdiniz.

Değerli arkadaşlar, şunu söyleyeyim size: Türkiye’de asgari ücret ne kadar? 2.020 lira. Bugün emekli ortalama 1.200 lira alıyor. 4 kişilik bir aile Didim’e gelip tatil yaptığında, haftalık kişi başı 1.000 lira, 4 kişi 4.000 lira. Turu 4.000 liraya acenteden aldıktan sonra Didim’e gelecek, otele girecek, otelci diyecek ki: “Kardeşim, sen 504 lira daha para vereceksin.” “Neden?” “Konaklama vergisi.” diyecek. Şimdi ben size soruyorum: Türkiye’de yaşayan bir vatandaşın yaşadığı yerde su parasının altında yazıyor; çevre temizlik vergisi, katı atık vergisi, 5 çeşit vergi var, zaten bu adam kendisi vergi ödüyor, tekrar gidip de çevre vergisi niye ödesin otele? Ha, şunu söyleyebilirsiniz: “Ya yurt dışında bu konaklama vergisi var, biz yurt dışından gelen müşterilere uygulayalım.” olabilir, o düşünülür. O para da arkadaşlar, konaklama vergisi dünyada, diğer Avrupa ülkelerinde yerel yönetimlere aktarılıyor; yerel yönetimlere aktarılıyor, hazineye değil. Buraya baktığınız zaman, bu parayı topluyorsunuz, tekrar hazineye. Hazineyi boşalttınız. Bu vergilerle hazineyi dolduramazsınız, bu borcu kapatamazsınız arkadaşlar. Şu an siz önümüzdeki yıl 550-600 milyar daha borçlanmanız gerekiyor. İnsanları kandırmanıza gerek yok.

Buradan sesleniyorum bütün AKP’li milletvekili arkadaşlara: Bu 9’uncu maddeyi geri çekin. Geri çekmediğiniz takdirde önümüzdeki sene 29 milyar değil, 20 milyar dolar bulamazsınız. Tekrar ediyorum, bu yükü turizmciler kaldıramaz, otelciler kaldıramaz, eğlence merkezleri kaldıramaz. Onun için, gelin, bu sevdadan vazgeçin. AKP’nin grup başkan vekillerine sesleniyorum: 9’uncu maddeyi hemen çekin değerli arkadaşlar. Aksi takdirde, tekrar ediyorum, önümüzdeki dönem var ya on beş gün dahi birleştirseniz, tatil yapsanız iç turizmi öldürmüş olursunuz değerli arkadaşlar. İşin gerçeği bu. Turizm bölgesinde çalışan milletvekilleri çok iyi biliyor, bu konuyu muhakkak gündeme getirmemiz gerekiyor.

Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Yıldız.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin 8’inci maddesinde yer alan “değiştirilmiştir” ibaresinin “yeniden düzenlenmiştir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Dursun Müsavat Dervişoğlu Orhan Çakırlar

İzmir Edirne

Ümit Beyaz Mehmet Metanet Çulhaoğlu

İstanbul Adana

Durmuş Yılmaz

Ankara

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz konuşacaktır.

Buyurun Sayın Yılmaz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) – Efendim, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan yasa teklifinin 8’inci maddesindeki döviz alımlarında yani karşı tarafın müşteriye döviz satışlarında alınan binde 1’lik banka ve sigorta muameleleri vergisinin binde 2’ye çıkarılması, gerektiğinde de Cumhurbaşkanının 10 katına kadar artırma yetkisiyle ilgili düzenleme hakkında konuşmak için söz almış bulunuyorum.

Aynı paralelde, 20’nci maddede de bir düzenleme var, orada da döviz tevdiat hesaplarından alınacak olan, kesilecek olan stopajlarla ilgili bir düzenleme var. Bunun ikisi aşağı yukarı aynı şey. Burada hedeflenen husus nedir? Gelir elde etmek. Eğer gerçekten, gelir elde etmek isteniyorsa ki ben öyle düşünüyorum, buradan gelir gelir, bundan hiç şüpheniz olmasın. Fakat bunun bir sonucu daha var. Bu geliri elde edersiniz ama öyle bir noktaya gelebilir ki hiç aklınızda olmayan bir olayı patlatabilirsiniz. Bu, şu anda dolarize olmuş ekonominin aynı zamanda dolarize olmasını önlemek için alınmış bir tedbir olarak da

67


görülebilir yani döviz alım fiyatlarını yükselterek, pahalılaştırarak insanların tasarruflarını Türk lirasında kalmaya yöneltmek veyahut da döviz tevdiat hesaplarından elde edecekleri faiz gelirlerinden yapılan stopajları yükseltip daha az gelir elde etmekle onları caydırarak yine Türk lirasında kalmalarını sağlıyor olabilirsiniz ve dolayısıyla bu dolarizasyonu önlemeye yönelik bir tedbir olabilir. Buna literatürde Tobin vergisi” deniliyor, dünyada uygulanmıştır ama çok yerde de başarısız olmuştur.

Ben size başka bir şeyden bahsedeceğim. Ekonomiden sorumlu Hazine ve Maliye Bakanımız bir ara dedi ki: “Hadi bakalım alın dolarları. İstiyordunuz ki dolar 7 liraya, 8 liraya gelince satıp da kâr edeyim. Yok öyle şey!” dedi. Evet, bugün itibarıyla dolar 7 lira da olmadı, 8 lira da olmadı, dolayısıyla da oralardan bu dövizi alanlar satamadılar ama arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, bu son derece ciddi bir husus. 22 Aralık 2016’da “döviz bozdur” kampanyasının başladığı dönemde Türkiye’de yerleşik özel kişilerin ve tüzel kişilerin döviz tevdiat hesapları bakiyesi 137 milyar dolar idi. Aradan geçen bunca zamana rağmen ve de bu insanlar geçen yıl ağustos ayında 6 liradan, 6,50’den, 6,80’den, 7’den döviz almalarına ve bugün önemli zarar yazmalarına rağmen bu döviz pozisyonlarını henüz bozmadılar. Üstelik 22 Aralık 2016’da 137 milyar dolar olan döviz tevdiat hesabı bakiyesi şu anda 194 milyar dolara çıktı. Önemli zarar yazıyorlar, hâlâ da zarar yazmaya devam ediyorlar. Faizlerin yüzde 24-25 olduğu -mevduat hesabının olduğu- dönemde o faizleri de kaybettiler fakat insanlar hâlâ direniyorlar.

Burada önemli bir fay hattı var. Bu fay hattı bu yasa sonucunda eğer bir yerde bir sıkıntı çıkarsa bu ülkenin başının derdi olur. O nedenle, bu olayı dikkatlice takip edin ve bunu takip ederken de şuna dikkat edin: Şu anda 137 milyar dolardan 194 milyar dolara çıkan döviz tevdiat hesabından bankalarca satılan ve vatandaşlar tarafından alınan döviz gerçekten var mı, yok mu? Nereden geliyor bu döviz?

Arkadaşlar, bunların önemli bir kısmı kaydi döviz yaratma. Türkiye Cumhuriyeti’nde bankalar -araya döviz tevdiat hesabı sahipleri, döviz alanlar girmek suretiyle- bir bakıma, kontrolümüz ve denetimimiz altında olmayan, başka bir ülkenin parasını basıyor. Allah korusun, günün birinde eğer bu paralar geri istenirse bunların çoğu yok. Ben bu mekanizmanın nasıl olduğunu size açıklarım ama ben alnıma “hain” yazdırıp eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmek istemiyorum; sadece düşünülmesini istiyorum. Burada ortada bir ağabey var, Merkez Bankası o ağabeye bir para satıyor. Arada tanzim satış yapan bir banka var, o banka piyasayla işlem yapıyor. Döviz tevdiat hesabı olan yani 10 bin TL tasarrufu olan kişinin gidip bankadan döviz alması ve aldığı dövizi mevduat bankasında hesap açtırıp orada bırakması ve bankanın da bunu gidip Borsa İstanbul’da swap işlemi yapması… Daha önce bu swap işlemi Merkez Bankasındaki piyasada yapılıyordu, Merkez Bankasının bilançosu şeffaf olduğu için bu orada görünüyordu ama Borsa İstanbul’da yapılan swap işlemleri şeffaf değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yılmaz, sözlerinizi tamamlayın.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) – Lütfen, bunu bitireyim.

BAŞKAN – Buyurun, bitirin.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) – Örneğin, bakın, Ocak-Eylül döneminde Merkez Bankasının yaptığı işlem belli; döviz gelirini elde ettiği kaynaklar, reeskont kredileri var; Türk lirası olarak veriyor, döviz olarak alıyor; çok güzel bir şey. Araya -enerji KİT’leri var- BOTAŞ giriyor. Merkez Bankasından döviz almak var, onu da Merkez Bankası satıyor, onu da görüyoruz. Hazinenin net dış borcundaki artışı, eksiyi de görüyoruz Merkez Bankasında. Hazinenin net döviz iç borçlanmasını da görüyoruz. TL döviz deposunda bugün itibarıyla sıfırlandı; dolayısıyla, Borsa İstanbul’da yapılan swapları göremiyoruz.

Bütün bunları yan yana koyduğumuzda, bugün Merkez Bankasının, sözünü ettiğim dönemdeki net uluslararası rezervindeki artış 5,5 milyar dolar. Hâlbuki bütün bunları üst üste toplayıp koyduğumuzda Merkez Bankasının rezervinde 29 küsur milyar dolar artış olması lazım; bu artış yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) – İşte, bu artış biraz önce söylediğim bu akım içerisinde döviz tevdiat hesapları sahipleri bunları alıyorlar, bankaya koyuyorlar ve bu sistem böyle dönüyor. Bugün bu, bir yerde patladığı zaman büyük bir derdiniz olacak, “derdiniz” demiyorum, derdimiz olacak. Onun için bu konuda dikkatli olun. Bu, hepimizin başını yakabilir. Vatandaş 7 liradan aldığı dövizi hâlâ bozdurmuyor, sisteme güveni yok ve size de güveni yok. “Ekonomi dengeleniyor.” deseniz de ekonomiye de güveni yok, zararına tutuyor. Onun için bu konuda dikkatli olun, bir fay hattı üzerinde oturuyorsunuz, fay hattının gücü öyle 5 falan değil 7’nin, 8’in de üzerinde.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Yılmaz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, İYİ PARTİ önergesinin oylanmasından önce karar yeter sayısı talep ediyoruz.

BAŞKAN – Evet, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

68


Kabul edenler… Etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 21.34

ONUNCU OTURUM

Açılma Saati: 21.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR

KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

—–0—–

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesi üzerinde Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, yeter sayısı vardır.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon? Yerinde.

8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir.