Dijital Hizmet Vergisi : “Madde1 – Verginin konusu”

KOMİSYONUN TEKLİFİ

1. Madde ile ilgili MECLİS GÖRÜŞMELERİ

“Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
27. Dönem 3. Yasama Yılı
18. Birleşim14 Kasım 2019 Perşembe

Şimdi birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

1’inci madde üzerinde 4 adet önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin kanun teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mahmut Toğrul Mehmet Ruştu Tiryaki Meral Danış Beştaş

Gaziantep Batman Siirt

Serpil Kemalbay Pekgözegü Nuran İmir

İzmir Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul konuşacaktır.

Buyurun Sayın Toğrul. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye’nin ekonomik durumunu konuşuyoruz ama değerli arkadaşlar, bu ekonomik durumun bu kadar bozulmasının, yoksulluğun bu boyuta varmasının en temel nedenlerinden biri Türkiye’nin hukuksuz bir devlet olması. Şu anda Türkiye, Anayasa’sız bir devlettir. Türkiye’de hukuk tamamen askıya alınmıştır. AKP, muhaliflerine yönelik, her gün, yargıyı ve kolluğu bir sopa olarak kullanarak muhaliflerini bertaraf etme yoluna gidiyor değerli arkadaşlar.

Halkların Demokratik Partisi olarak 2015 yılından bu yana neredeyse her gün bir siyasi soykırım operasyonuyla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlar, kayyum zihniyeti şu anda 5 milyon civarında insanın siyasi iradesini reddetmiştir, kabul etmemiştir, ipotek koymuştur ve yine, 2 milyonu aşkın bir seçmenin iradesi yok sayılmıştır, gasbedilmiştir.

Değerli arkadaşlar, her gün bir ilde siyasete yönelik bir gözaltı, tutuklama furyasıyla karşı karşıyayız. Bugün Gaziantep’te il, ilçe Eş Başkanlarımız, mevcut olanlar ve geçmişte görev yapanlar, her gün il binamıza, ilçe binamıza kolluk gözetiminde girebilenler… Bugün Gaziantep Valiliğinin daha önce de defaatle yaptığı gibi büyük “PKK-KCK operasyonu” adı altında partimize yönelik yaptığı bir siyasi soykırım operasyonu var. Her seferinde aynı oyun, “drone”lar eşliğinde, helikopterler eşliğinde, tanklar, panzerler eşliğinde “PKK-KCK operasyonu” deniyor, kılıf böyle hazırlanıyor; gözaltına alınanlar il, ilçe yöneticilerimiz. Her gün -dediğim gibi- polisin gözetiminde il, ilçe binalarımıza girenler.

Değerli arkadaşlar, şubatta büyük kongremiz var; ilçe kongrelerimizi yeni yaptık, il kongresine gidiyoruz. İl kongresine giderken mahallelerde halkımızla halkımızın görüşlerini alıyoruz. İşte tam da bunu engellemek, il kongremizi engellemek adına kolluk devreye sokuluyor. Geçenlerde, biz, bu politikalar Kürt’e karşı bir politikadır, Kürt düşmanlığıdır

22


dediğimizde AKP Grup Başkan Vekili diyor ki: “Sakın böyle demeyin, böyle diyemezsiniz.”

Değerli arkadaşlar, bakın, Kürt kurumlarını kapattınız, dil kurumları, KURDÎ-DER’i kapattınız; MKM’yi kapattınız, şimdi yöneticileri, aylar sonra tekrar tekrar gözaltına alınıyor. İl eş başkanlarımız geçmişte de aynı biçimde gözaltına alındı, şimdi de aynı şekilde gözaltına alınıyor. Büyük PKK-KCK operasyonu; götürüyor, ya gözaltında yedi sekiz gün tuttuktan sonra serbest bırakıyor ya da ilk mahkemede arkadaşlarımız serbest kalıyor çünkü aslında elinde bir delil yok, çünkü bu bir siyasi operasyon, çünkü bu, gerçekten terörle falan mücadele değil; Kürt’le mücadele.

Değerli arkadaşlar, bakın -il, ilçe yöneticilerimiz- şu anda bizim partimiz sizin partiniz gibi eğer tek adam partisi olsaydı, bir kişi gözaltına alınmış olsaydı o partiyi açacak insan bulamazdınız. Bugün, bir kentte il, ilçe yönetimi -tamamı il, ilçe yönetimi değerli arkadaşlar- gözaltına alınan 57 kişi ama biz, sizin bu zulmünüze karşı her zaman dimdik durduk, çoğalarak geliyoruz.

Bu siyasetsizlik sizi bitirecek. Süleyman Soylu, yarın, dünyada uluslararası hukuk önünde de Türkiye’de hukuk kurallarının askıya alınmasında da sizi zorda bırakacak. Uyarıyoruz, bugün bu operasyonları yapanlar yarın bu operasyonları başka kesimlere yapacaklar, bunu bilmeniz gerekir. O açıdan, bu darbeci yaklaşımı, bu siyasi soykırım yaklaşımını, bu kayyum zihniyetini reddediyoruz.

Sizler eğer bir halka karşı mücadele etmiyorsanız dilini niye yasaklıyorsunuz arkadaşlar? Afrin’e girdiniz, Afrin’de yaşayanlar Kürt, siz Afrin’deki tabelayı çıkarıp Arapça ve Kürtçeyi silerseniz Kürt ne hissedecek? Siz MKM’yi kapatırsanız, Kürt kültürünü geliştirmek isteyen bir derneği kapatırsanız Kürt ne hisseder?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, bağlayın sözlerinizi Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) – Bağlayacağım Sayın Başkanım.

1992’nin karanlığında kurulan İstanbul Kürt Enstitüsünü kapatırsanız Kürt ne hisseder?

Değerli arkadaşlar, 2,5 milyona yakın insanın, seçmenin iradesini yok sayarsanız Kürt ne hisseder? Değerli arkadaşlar, bunlar vallahi, Kürt’e karşı bir Kürt düşmanlığı politikası değilse, Kürt düşmanlığı olsaydı ne olurdu, bunu bize açıklamanız lazım. Daha ne yapacaktınız? Katliamlardan mı geçireceksiniz? O zaman mı Kürt düşmanlığı olacak bu politikalar? Onun için yol yakınken hukuka dönün. Bakın, seçme ve seçilme hakkı askıya alınmış, gösteri ve yürüyüş hakkı askıya alınmış, siyaset yapma hakkı askıya alınmış, ifade özgürlüğü askıya alınmış, düşünce özgürlüğü askıya alınmış. Bir an önce, yol yakınken bu girdiğiniz yoldan çıkın diyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu arkadaşlarımız davet edilse her gün gidip ifade verebilecekken bu şekilde ev baskınları yapılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Toğrul, lütfen bağlayın sözlerinizi.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) – Bitiriyorum hemen Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, bakın, İl Eş Başkanımızın evinin içi. İl Eş Başkanımızın evine bu şekilde giriliyor. Baskınlar ağır silahlarla, uzun namlulu silahlarla yapılıyor. Hâlbuki davet edilse bu arkadaşlarımız çok rahatlıkla gider, ifadelerini verirler.

Dediğim gibi bunlar siyasete yönelik darbe girişimleridir, kabul etmiyoruz. Siz böyle yaparak bizi bitireceğinizi düşünüyorsunuz ama emin olun, siz biteceksiniz, bu siyasetsizlik sizi bitirecek diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Toğrul.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Turan, buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, Mahmut Hoca’nın dün ve bugün aynı iddialarını dinledik. Usul ekonomisi gereği, Meclisin mehabeti gereği tekrar açmayacağım.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Yok “Ne yaparsanız siyasi soykırım olur?” diye sordum.

BAŞKAN – Sayın Toğrul…

Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Ama şu hakkımız var diye düşünüyorum Sayın Başkanım: Bakınız, bugün dijital hizmet vergisi için bir aradayız. Bu kanun teklifi yeni bir alanda yeni düzenlemeler yapıyor, kıymetli bir iş. Biz bu önerge için söz aldığını düşündük, not almak istedik, bakmak istedik ama hiç konuya girmeyen bir tarzla dünkü konuşmalarının aynısını yaptı.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Ben konuşma yapmamıştım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sen de ama şeysin ya! Not almak istemiş(!)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Haydar Bey, dur, gözünü seveyim ya!

Ben aynı şeyleri söyleyip farklı sonuçlar beklemeyi doğru bulmuyorum. Dünkü konuşmaların cevaplarını biz fazlasıyla verdik zaten. Tüm konuşmacılara -başta grubumuz

23


olmak üzere- kanuna ilişkin konuşmalarını teklif ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Turan.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Sayın Başkan, ben de kayıtlara girsin istiyorum. Yaptıkları siyası soykırım operasyonu bugün oldu. Bugün Gaziantep’te tamamı il, ilçe yöneticimiz olan 57 kişi gözaltına alındı; bu bir.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Onları tartıştık.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – İkincisi: Bir ülke hukuktan vazgeçerse, anayasasız yürürse o ülkede ekonominin, yoksulun durumunun iyi olması beklenemez. Böylesi bir ülkeye ne sermaye gelir ne bu ülkede işçinin, emekçinin hakkı verilebilir.

Ayrıca ben tekrar tekrar soruyorum: Gerçekten, dilini yasaklarsanız, kültürünü yasaklarsanız, seçme ve seçilme hakkını yok ederseniz buna nasıl “Kürt düşmanı bir politika değil.” dersiniz? Ne yaparsınız peki? Öldürmek mi istiyorsunuz? Kırımdan mı geçirmek istiyorsunuz? Bunu söyleyin, biz de anlayalım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Toğrul.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Bunların hepsine cevap verdik Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

BAŞKAN – Bir hatırlatma yapmak istiyorum değerli milletvekilleri. Maddelerle ilgili söz alındığında sadece bir kereye mahsus bir dakika vereceğim. Lütfen, bu konuda, konuşmalarınızı ayarlarken süre hesabını dikkatlice yapalım.

İkincisi: Konuşmaların içeriği konusu burada birkaç kere ya da çok kere tartışıldı. Evet, İç Tüzük’e göre konudan ayrılmamak gibi bir öneri vardır, daha doğrusu, milletvekillerine böyle bir tavsiye yapılabilir ancak ben, milletvekillerinin kendi konuşmalarının içeriğini değerlendirecek, takdir edecek olgunlukta olduklarına ve konuşmalarını buna göre ayarlayacaklarına inandığım için asla bu yönde bir uyarıda bulunmayı doğru bulmam. Bazı milletvekilleri sağlıkla ilgili bir konu konuşulurken tarımla ilgili bilgiler verebilir veya tersi de olabilir. Konuşmanın içeriğini belirlemeyi tamamen milletvekillerinin takdirine bırakırım. Ben, bunu, onlara saygının bir gereği olarak görürüm.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Madde 66 Sayın Başkan, hatırlatırım.

1- İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2312) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu. (S. Sayısı: 128) (Devam)

BAŞKAN – Şimdi, diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Verginin konusu

MADDE 1- (1) Türkiye’de sunulan aşağıda belirtilen hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisinde tabidir.

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dahil),

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dahil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler,

c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dahil).

(2) Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetleri de dijital hizmet vergisine tabidir.

Cavit Arı Süleyman Bülbül Mehmet Bekaroğlu

Antalya Aydın İstanbul

İbrahim Özden Kaboğlu Lale Karabıyık İlhami Özcan Aygun

İstanbul Bursa Tekirdağ

Alpay Antmen Bülent Kuşoğlu Turan Aydoğan

Mersin Ankara İstanbul

24


Burhanettin Bulut

Adana

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu konuşacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Kaboğlu.

Süreniz beş dakikadır, artı bir.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) – Sevgili Başkan, Divan, sayın üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi adına 128 sıra sayılı Yasa Teklifi’nin 1’inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Tabii, bu konuda esasen genel olarak anayasallık sorununu ele alacağım. Burada anayasallık… Sevgili Turan gitti galiba, hani not almak istiyordu? Ama tabii ki 95 imzalı teklifin sahipleri ne kadar burada var acaba? Kaçta kaçı toplam burada, o da ayrıca sorulmaya değer çünkü 217 sayfalık teklif metninin üçte 2’si muhalefet şerhiyle dolu bir metindir. Bu da bize özellikle anayasallık açısından çok ciddi sorunların var olduğunu gösteriyor; yoğun bir emek söz konusu bu metnin irdelenmesinde.

Ben Anayasa’nın yerindelik açısından ele alınması konusuna girmeyeceğim, ben sadece konunun teknik boyutunu ele alacağım. Bu metni, bu yasa önerisini teknik açıdan, anayasallık bakımından hangi özelliğe sahiptir? Çünkü Anayasa madde 11’e göre “Kanunlar Anayasa’ya aykırı olamaz.” İç Tüzük madde 38’e göre de “Anayasa’ya uygunluk ön sorun olarak incelenir.” ama bunun yapılmadığını görmekteyiz. Burada tabii ki bunu tartışırken asgari yasama ciddiyeti -nitelikli yasadan vazgeçtik- var mı, yok mu, bunu takdirlerinize bırakıyorum. Ama esas benim üzerinde duracağım husus açık Anayasa’ya aykırılık sorunudur çünkü Anayasa’nın 13’üncü maddesi hak ve özgürlüklerin sınırlanması bakımından 4 ölçüt getirmektedir. Bir: Neden olacak, anayasal nedenlik ilkesi. İki: Yasayla öngörülecek. Üç: Ölçülülük ilkesine uygun olacak. Dört: Anayasa’nın sözüne ve özüne uygun olacak. Şimdi, bu açıdan bakıldığı zaman, incelendiği zaman en önemli sorun bu metinde Anayasa’nın 13’üncü maddesinde hak ve özgürlüğün sınırlanmasında aranan ölçülülük ilkesidir, ölçülülük ilkesine aykırılıktır. Biraz sonra, neden olduğunu belirteceğim. Ölçülülük ilkesi Anayasa Mahkemesi kararlarına göre şu 3 öğeyle somutlaştırılmaktadır. Bir: Müdahale gerekti mi, sınırlama gerekti mi? İki: Elverişli bir araç mı kullanılıyor müdahale için? Üç: Adil bir denge var mı amaç ile kullanılan araç arasında? Şimdi, bu 3 öğenin saygı görüp görmediğini, Anayasa’nın ilgili maddeleri açısından; birincisi sosyal adalet -Anayasa hükmü- ikincisi sosyal devlet, üçüncüsü mali güç…

Sayın Başkan, biraz sessiz olursa çünkü uğultu var.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, salonda uğultu var, hatip konuşmasını konsantre bir şekilde yürütemiyor, o nedenle lütfen sessizliği sağlayalım.

Buyurun Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim.

Demek ki bu 3 öğeyi Anayasa’nın sosyal adalet, sosyal devlet ve sosyal amaç, mali güç ışığında değerlendirmemiz gerekir. Ben bu ölçütler ışığında, yasa önerisinin sadece 4 maddesinin Anayasa’ya uygun olup olmadığına bakarak yetineceğim. Bu 4 maddeden birincisi dijital hizmet vergisinin oranının artırılmasına ilişkin, ikincisi kambiyo muamelesinde banka ve sigorta muamele vergisinin artırılmasına ilişkin, üçüncüsü konaklama vergisi, dördüncüsü de erişimin engellenmesidir. Tamamen teknik düzeyde ele alacak olursak bu, dijital hizmet vergisinin yüzde 1.500 oranında Cumhurbaşkanı tarafından artırılması yetkisi Anayasa’ya, gerek madde 73’e gerekse madde 13’e açıkça aykırıdır. Bunun yanında, yine, kambiyo muamelelerinde 10 kat artırma da -Cumhurbaşkanına verilen bu yetki- aynı şekilde Anayasa’nın 73’üncü maddesine ve 13’üncü maddesine açıkça aykırıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika süre veriyorum, bitirmeniz için.

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) – Konaklama vergisi çok yönlü olarak Anayasa’ya aykırıdır. Çünkü bir kez, Anayasa madde 23 seyahat özgürlüğüne aykırıdır, 2’ncisi, madde 13, ölçülülük ilkesine aykırıdır. Sonra, daha önce oyladığımız 7186 sayılı Yasa’yla dış seyahat özgürlüğünü sınırladık Anayasa’ya aykırı diye, Anayasa Mahkemesine götürdük. Böylece, yurttaşların fikir özgürlüğünü sınırladıktan sonra hareket etme özgürlüğünü de bununla sınırlamak ayrıca verginin sahibi açısından Anayasa madde 127’ye de aykırılık teşkil etmektedir.

Erişimi engelleme maddesi ise yine, saydığım başlıklar altında Anayasa madde 13’e, Anayasa madde 26’ya, Anayasa madde 48 çalışma özgürlüğüne ve Anayasa madde 10 eşitlik ilkesine olmak üzere muhtelif maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.

Şimdi, tamamen teknik açıdan bu yasayı incelediğimiz zaman, aslında Anayasa’ya

25


aykırılıklar zinciri…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Açmayacağım mikrofonu, söyledim, lütfen.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) – Sayın Başkan, sözümü, siz uyardınız dolayısıyla…

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Önemli konular var Sevgili Başkanım, rica ederim, bizden kesin, hocaya verin.

BAŞKAN – Buyurun, tamam, haklı bir gerekçe gösterdiniz.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) – Çok teşekkür ederim.

Şimdi, Anayasa’ya aykırılıkta ısrar -bugüne kadar sürekli olarak burada vurguladığımız- Anayasa’nın ilgili maddeleri ve hukuk devletine ilişkin 2’nci maddenin sürekli ihlal edilmesi, burada bir sistematik ihlal alışkanlığının sergilenmiş olması Anayasa’nın üstünlüğü ilkesini ihlal ettiği gibi hukuk devleti tanımı eğer Anayasa hukuk devleti diyorsa, hukuk devletini hukuk kuralları bütünü olarak tanımlıyoruz Anayasa’nın üstünlüğü ilkesinde, devletin kalmaması eşiğine yöneliyoruz. Şu madde, Anayasa ihlali bizim yaptığımız Anayasa suçu teşkil ediyor mu acaba? “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler…” Acaba bu suçu oluşturuyor mu yaptığımız sistematik ihlal? Oluşturmuyor çünkü cebir ve şiddet kullanarak yapmıyoruz bunu ama açıkça Anayasa’ya aykırı olduğunu söyleye söyleye yapıyoruz ve Anayasa Mahkemesini fuzuli meşgul ediyoruz ve Anayasa Mahkemesi, bu nedenle, adil yargılanma hakkını esasen bakmak zorunda olduğu davaları da yerine getiremiyor. Devletimiz hukuk devleti mi yoksa bir başka devlet mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ceberut devlet!

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) – Buna karar verin lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaboğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, 60’a göre bir dakika söz istiyorum izin verirseniz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İbrahim Hocamızın “Sayın Turan nerede?” demesinden yola çıkarak şunu söylemek istiyorum: Bakınız değerli arkadaşlar, bence bu polemiklerin çok geride kalması lazım. Eğer böyle bir tartışma başlatacaksak -AK PARTİ Grubunda yok, CHP’de 10 kişi var- yani bunun sonu yok, başı yok, bu doğru bir yaklaşım değil. Şu an tüm partilerimizin vekilleri komisyonda, genel merkezde, diğer işlerde görev yapıyorlar.

Bir haksızlığı ifade etmek için bu sözü aldım. Bakınız, CHP’li arkadaşların dünden beri -belki de haklı olarak- bazı önergeleri var, teklifleri var. Bunları değerlendiriyoruz Sayın Hocam, arkaya geçiyoruz, öne geçiyoruz, değerlendiriyoruz. Sırf ön bilgi olsun diye söyleyeceğim, örneğin çok dile getirdiğiniz 9’uncu maddeyle ilgili revizeyi yapıyoruz, bunu düzelteceğiz. Dolayısıyla burada olmaktan başka işlerimiz de var. O işlerimizin gereği olarak da daha iyi bir yasama faaliyeti olsun diye de hep beraber diğer partilerle görüşüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Açalım mikrofonu.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Turan.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Kaboğlu, yerinizden buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Hocam, bir şey demedim, teşekkür ettim. Bak, sizin önergeniz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – 90 kişi imza atmış, 9 kişi yok. Göreceksiniz birazdan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Benim Sayın Turan’a yollama yapmam hukukumuza binaen, kendi şahsına değil, temsil ettiği gruba yönelik olarak çünkü 95 imza var bu teklifin altında.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – 97.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) – Fakat bu teklifin görüşülmeye başlandığı

26


andan itibaren ortalama vekil sayısı 15’ti. Yani, sadece imzacıları dikkate alacak olursak, 15 vekil, altıda 1’i katılıyor. Acaba  onlar “Nasılsa bu kabul edilecek, gelmemize gerek yok.” diye mi gelmiyorlar, yoksa “Biz işlevsiziz, bize sorulmadı; onun için, biz gelsek de olur, gelmesek de.” diye mi? Yoksa tabii ki mazeretleri olabilir ama 290 milletvekili içerisinde katılım onda 1’e de ulaşmıyorsa bunu, o zaman, yasama faaliyetinin asgari ciddiyetiyle bağdaştırmamız zordur; ben o nedenle “Nitelikli yasa değil.” dedim, bir yasama faaliyetinin asgari ciddiyetini vurguladım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaboğlu.

1. İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2312) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 128) (Devam)

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

“b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, mobil uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler,”

Dursun Müsavat Dervişoğlu Orhan Çakırlar Ümit Beyaz

İzmir Edirne İstanbul

Mehmet Metanet Çulhaoğlu Hüseyin Örs Feridun Bahşi

Adana Trabzon Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs konuşacaktır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Örs.

Süreniz beş dakikadır.

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 1’inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ adına söz aldım, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, konuşmama geçmeden önce, dün Kahramanmaraş’ta yaşanan, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı ile Trabzon Akçaabatlı bir kadın hemşehrim arasında geçen diyaloğu bizi çok üzmüştür. Trabzon’daki vatandaşlarımızdan çok tepki geldi.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Hepimizi üzdü.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu diyalogda ben kendim izledim video kaydını. Medyada, basında var. Belediye Başkanı bir ziyaret sırasında sokakta rastladığı bir kadın vatandaşımıza “Siz, nerelisiniz?” diye soruyor. Kadıncağız da diyor ki: “Trabzon Akçaabatlıyım.” Kahramanmaraş’ın koskocaman Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki ona, vatandaşımıza: “Sizi biz Müslüman yaptık, biliyor musunuz?” Kadın da şaşırıyor tabii, diyor ki: “Nereden çıktı? Nasıl yani?” Büyükşehir Belediye Başkanı devam ediyor: “Annene babana sor bakalım, kim yaptı.” diye konuşmasına devam ediyor. Bu hiç, kabul edilebilir, akla izana sığan bir davranış modeli değildir. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanını kınıyorum. Daha önce de benzer bir hadise İstanbul’da Esenler Belediye Başkanının da yine bu denli mesnetsiz iddiaları olmuştu. Anlaşılan İstanbul’dan bir ders alınmamış. Ben AK PARTİ’nin yetkililerine, belediye başkanlarına bu konuda Trabzon’la ilgili konuşurken nelere dikkat edip nelere dikkat etmemeleri konusunda bir tavsiyede bulunmalarını rica ediyorum.

ÜMİT BEYAZ (İstanbul) – Ders versinler.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu konuşmamda şunu da söyleyeyim: Kahramanmaraş şehri ve Trabzon şehri kardeş şehirlerdir. Ben Trabzon’da Kahramanmaraş Caddesi 153 numaralı evde doğan bir kardeşinizim. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bu Belediye Başkanının bu konuşmasının Kahramanmaraşlı hemşehrilerimi bağlamayacağını da biliyorum. Burada Kahramanmaraşlı milletvekillerimiz var, görüyorum. Mesela Ali Bey, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Kahramanmaraş Milletvekilisiniz. Lütfen, böyle millî, dinî, hassas konularda konuşurken şehri idare edenlerin, yetkililerin, vekillerin daha dikkatli bir üslup kullanmalarını rica ediyorum. Kahramanmaraş’taki tüm hemşehrilerime, kardeşlerime onların da en az benim kadar üzüldüğünü bildiğim için söylüyorum: Sizler benim

27


kardeşimsiniz, Trabzon Kahramanmaraş kardeştir ama Belediye Başkanını kınıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi ilgili kanun maddesiyle ilgili fikirlerimi açıklamak istiyorum. Dünya hızlı bir ekonomik değişim sürecinden geçmekte ve dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlar gün geçtikçe daha da karmaşık hâle gelmektedir. Dijital hizmet vergisi son dönemde Avrupa’da da tartışma konusudur. Bu hazırlanan kanun teklifiyle ülkemizde internet üzerinden sunulan oyun, müzik, film, uygulama, e-ticaret ve benzeri tüm hizmetlere yüzde 7,5’luk dijital hizmet vergisi getiriliyor. Hazırlanan yasa teklifine göre dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetlerinden elde edilen hasılat vergi kapsamına alınacak, dijital hizmet sağlayıcı mükellef olacaktır. Dijital hizmet vergisi oranı yüzde 7,5 olarak belirlenmiş olup Sayın Cumhurbaşkanı bu oranı yüzde 1’e indirebilecek ya da 2 katına çıkarabilecektir. Her değişiklik önerisi gibi yeterince tartışılmadan Genel Kurula getirilen bu kanun teklifiyle ilgili bazı tereddütlerimiz olmakla birlikte olumlu bulduğumuz tarafları da olduğunu ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, ülke ekonomileri zorlandığında ya da bütçe açık verdiğinde Hükûmetlerin ilk başvurduğu yöntem vergi oranlarını artırmak ya da yeni vergiler koymaktır. Kötü ekonomi yönetiminin bir sonucu olarak karşımıza çıkan bu yeni vergiler iktidarın kaynak arayışının hangi boyuta geldiğinin de açıkça bir göstergesidir. Artık saklanamaz hâle gelen bütçe açığı yedek akçe hazineye aktarılmasına rağmen kapatılamayınca Hükûmet çareyi yeni vergiler yaratmakta bulmuştur. 2019 yılı için belirlenen 81 milyarlık bütçe açığının daha yılın sonu gelmeden 85 milyar TL’yi bulması Hükûmeti yeni vergileri aramaya itmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Örs, tamamlayın lütfen.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Teşekkür ederim.

Neoliberal politikaları benimseyen iktidarların her yaptığı gibi AK PARTİ iktidarı da bütçe açığını yeni vergiler getirerek, eskiden uygulanan vergileri artırarak, ücret ve maaşları enflasyonun altında tutarak, doğal gaz, akaryakıt, elektrik gibi temel tüketim kalemlerine zam yaparak, kamusal hizmetlerde kesintiye giderek, kapatmaya çalışarak vaziyeti kurtarmak istemektedir.

Acil kaynak paketi görüntüsündeki bu düzenlemeyle 2020 bütçesinde oluşacak açık düşük tutulmak istenmektedir diyorum, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Örs.

III. – YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, yoklama yapılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim: Sayın Altay, Sayın Emecan, Sayın Karabıyık, Sayın Aydoğan, Sayın Antmen, Sayın Ünver, Sayın Barut, Sayın Kaya, Sayın Kaya, Sayın Tuncer, Sayın Kaplan, Sayın Yıldız, Sayın Öztunç, Sayın Şahin, Sayın Kaboğlu, Sayın Yılmazkaya, Sayın Özdemir, Sayın Tanal, Sayın Tutdere, Sayın Özcan, Sayın Çakırözer.

Yoklama için iki dakika süre vereceğim.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.49

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.01

BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR

KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

—–0—–

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

III.-YOKLAMA

BAŞKAN – 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesi üzerinde Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

28


Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

1 İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2312) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu. (S. Sayısı: 128) (Devam)

BAŞKAN – 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon yerinde.

Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın Turan’ın bir söz talebi var.

Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce vekilimizin ifade ettiği hususla ilgili şunu ifade etmek isterim: Kahramanmaraş Belediye Başkanımız çarşı ziyareti esnasında tamamen şaka ve espri maksadıyla çok hoş olmayan bir ifadede bulunmuştur. Kendisiyle görüştüm ama daha ötesi, bununla ilgili resmî olarak açıklama yapmış Sayın Başkanımız ve açıklamasında hiçbir art niyet ve ima taşımayan, kastı aştığı anlaşılan bu diyalogdan dolayı tüm kardeşlerimizden, bütün Trabzonlulardan özür ve helallik diliyorum diye ifade etmiştir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım bu imkân için.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Turan.

Aynı konuda Sayın Öztunç’un da talebi vardı.

Buyurun Sayın Öztunç.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, Kahramanmaraş ile Trabzon kardeş şehirlerdir. Kahramanmaraş’ın en büyük caddesi Trabzon Caddesi; Trabzon’un en büyük caddesi ise Maraş Caddesi’dir. Sayın Belediye Başkanımız dün talihsiz bir açıklama yapmıştır. Daha sonra fark etmiştir bu hatasını ve özür dilemiştir. Bu ara AK PARTİ’liler maalesef Trabzon’a kafayı takmış durumdalar; önce Esenler Belediye Başkanı, şimdi Kahramanmaraş Belediye Başkanımız. Ama sonuçta özür dilemiştir, yanlış bir kelime olmuştur, hatasını fark etmiştir.

Ben Başkanımızın özür dilemesinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum ve şunu söylüyorum: Bize her yer Trabzon, bize her yer Kahramanmaraş. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öztünç.

1 İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2312) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu. (S. Sayısı: 128) (Devam)

BAŞKAN – 1’inci madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin (1)’inci fıkrasının (a) bendinde yer alan “gibi” ibaresinin “ve benzeri” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yaşar Karadağ Esin Kara Sefer Aycan

Iğdır Konya Kahramanmaraş

Saffet Sancaklı Olcay Kılavuz

Kocaeli Mersin

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ konuşacaktır.

Değerli milletvekilleri, salonda uğultu var. Görüşmeler devam ediyor, hatipler kürsüye geliyor. Lütfen, sessiz olalım ve hatiplerin konuşma hakkına saygılı olalım.

Buyurun Sayın Karadağ. (MHP sıralarından alkışlar)

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

29


Saygıdeğer milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce, Gaziantep Milletvekilimiz Ali Muhittin Taşdoğan’ın kıymetli babaları İbrahim Taşdoğan’ın Hakk’ın rahmetine kavuştuğu haberini aldık. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bundan doksan dokuz yıl önce 14 Kasım 1920’de, doğup büyüdüğüm, 3 ülkeye sınır olan, adını Iğdır Bey’inden alan kadim bir şehrimiz olan Iğdır düşman işgalinden kurtuldu.

Saygıdeğer milletvekilleri, Iğdır, Osmanlı-Rus Savaşı’yla birlikte, tarihte 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 yıllarındaki savaşla birlikte, Doğu Anadolu’nun büyük bir bölümüyle birlikte Rus işgaline uğradı. Yaklaşık kırk üç yıllık bir esaret dönemi oldu. Bu esaret döneminde bizler neler yaşadık, bizlerin dedeleri orada neler yaşadı, öncelikle bunlara değinmek istiyorum.

Rus işgaliyle birlikte bölgede yaşayan nüfusa, bölgede yaşayan insanlara -Allah hiçbir zaman Türk’e esareti göstermesin- o esaretle birlikte işkenceler başladı ve emperyalist güçler bu bölgeye maalesef gözlerini diktiler. Fransızlar, İngilizler ve Rusların kışkırtmasıyla bölgede yaşayan azınlıklardan olan Hristiyan Ermeniler bu bölgede Hınçak ve Taşnak gibi terör örgütleri kurarak bölgenin yerli halkını, yeri geldi sürgünlere sürdüler, yeri geldi samanlıklara, tandır damlarına doldurup yakmaya başladılar. Bir nevi bölgede bir demografik temizlik başladı.

Kadim bir Türk şehri diyoruz Iğdır’a. Devamında Aras Nehri’nin diğer tarafında olan Erivan, Revan Hanlığı ve devamında Azerbaycan’ın güneyi olan şu anki İran sınırlarındaki Tebriz, Hoy, Urmiye’yle birlikte Doğu Anadolu’da büyük katliamlar başladı. Neler yaşandı biliyor musunuz?

Saygıdeğer milletvekilleri, Iğdır’a bakıyoruz, Oba köyünde, Hakmehmet köyünde Gedikli köyünde, Hamurkesen köyünde, 21 köyde insanlar sürgünlere maruz kaldılar. Bu sadece Iğdır’da olmuyordu. Biz bakıyoruz, bu dönemde, yine Doğu Anadolu’da, Erzurum’da, Kars’ta, Adana’da, Erzurum’da, ta Trabzon’a kadar bölgede yaşayan halk ya sürülüyordu ya da dediğim gibi, bulunduğu yerlerde katlediliyordu. Bunu yapan bu Ermeni çeteleri, maalesef, olayları saptırdığından tarih yanlış anlatılıyor. Gidip bakalım bölgeye toplu mezarlar nerede. Bu toplu mezarlardan öldürülen insanların kemikleri çıkıyor şu anda. O dönemdeki dedelerimizin, ninelerimizin anlattığı şeylerle bizler büyüdük. Şimdi, maalesef, bakıyoruz, uluslararası alanda bu gerçekler saptırılarak ne yapılıyor? Çeşitli parlamentolarda, yaklaşık 31 ülkede sözde bir Ermeni soykırımı varmış gibi anlatılıyor. Gidelim bu bölgeye, her tarafı karış karış arayalım. Nerede bir Ermeni toplu mezarı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın Sayın Karadağ.

YAŞAR KARADAĞ (Devamla) – Ama onlarca toplu mezara rastlıyoruz ve Iğdır’ımızda kurulan soykırım anıtında da o yapılan, daha doğrusu Ermenilerin yapmış olduğu, o çetelerin, o terör örgütlerinin -öyle diyeyim- yapmış olduğu katliamlar tüm çıplaklığıyla sergilenmektedir.

Saygıdeğer milletvekilleri, bu duygu ve düşüncelerle serhat şehrimiz Iğdır’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yılını kutluyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 15’inci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşamız olmak üzere, Iğdır’ımızın ilk şehitlerinden Mehmet Çavuş ve dedem Nevruz Çiflik’le birlikte tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Karadağ.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… 1’inci madde kabul edilmiştir.

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ KANUNU