Dijital Hizmet Vergisi : “Madde2 -Tanımlar“

KOMİSYONUN TEKLİF ETTİĞİ METİN

2. Madde ile ilgili MECLİS GÖRÜŞMELERİ

“Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
27. Dönem 3. Yasama Yılı
18. Birleşim14 Kasım 2019 Perşembe

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 2’nci madde üzerinde 4 adet önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Cavit Arı Bülent Kuşoğlu Alpay Antmen

Antalya Ankara Mersin

Lale Karabıyık Mehmet Bekaroğlu Burhanettin Bulut

Bursa İstanbul Adana

Süleyman Bülbül Turan Aydoğan İlhami Özcan Aygun

Aydın İstanbul Tekirdağ

Tanımlar

MADDE 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dijital ortam: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü ortamı,

b) Dijital hizmet sağlayıcıları: Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen hizmetleri sunanları,

c) Hasılatın elde edilmesi: Hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını,

ç) Hizmetin Türkiye’de sunulması: Hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerIendirilmesini (DeğerIendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.),

d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup: Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda yer alan bütün işletmeleri,

ifade eder.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Mersin Milletvekili Alpay Antmen konuşacaktır.

Buyurun Sayın Antmen. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 2’nci maddesi üzerinde partim adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Adil bir vergi sisteminin geçerli olduğu ülkelerde toplam vergilerin yüzde 70’i kazançtan alınan vergilerden yani servet vergisi, gelir vergisi gibi doğrudan vergi kalemlerinden, toplam vergilerin yüzde 30’u ise tüketimden alınan vergilerden yani KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerden oluşur.

Örneğin, Almanya’da dolaylı vergiler yüzde 28, doğrudan vergiler yüzde 72’dir. Macaristan’da yüzde 25 olan dolaylı vergi oranı Bulgaristan’da ise sadece yüzde 20’dir. Ancak söz konusu oranlar maalesef Türkiye’de tam tersi. Toplam vergilerin dörtte 3’ü yaşam mücadelesi veren emekçilere, işçilere ve asgari ücretlilere yıkılmaktadır. Ayrıca ülkemizde en yüksek gelir düzeyine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre artarak yüzde 48’e yükselirken en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay azalarak yüzde 6,1 gerilemiştir. Yani AKP iktidarı sayesinde zengin daha zengin, fakir daha fakir hâle gelmiştir.

33


Değerli milletvekilleri, asgari ücretliyi yalnızca yüksek enflasyon değil, vergiler de vuruyor. Asgari ücretli, yıllık kazancının yaklaşık yüzde 43’ünü vergi olarak devlete geri ödüyor. Asgari ücretlinin üzerindeki vergiler her geçen gün maalesef artmakta. İktidar bu ülkeyi öyle bir hâle getirdi ki işsizlikten toplu intiharlar başladı. İstanbul’da 4 kardeş birden intihar etti, Antalya’da bir baba evlatlarıyla birlikte canına kıydı. Bir aileyi, bir babayı bu kadar umutsuz ve çaresiz hâle getirmek ancak vahşi sömürü düzenlerinde görülebilir.

Esasen, vatandaş vergi ödüyor, yandaş ise ödemiyor. Vergi veren vatandaş iş bulamıyor, vergi vermeyen yandaşlar milyarlık ihaleleri almaya devam ediyor. Birileri vergiden muaf olacaksa o, işsizler olsun, asgari ücretliler olsun, yandaş değil, vatandaş olsun.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz deprem riskleriyle karşı karşıya. On sekiz yıllık AKP döneminde toplanan deprem vergileri depremin zararlarını önlem için harcanmadı ve bu para şimdi ortada yok. Yaklaşık bir yıl önce Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak’a “1999’dan 2018 yılına kadar toplanan paranın ne kadarı depremlerin vereceği zararları önlemek için, kimler tarafından, ne şekillerde harcanmış?” diye sordum. Evet, Bakanlık “Biz bilmiyoruz, İçişleri Bakanlığı bilir.” dedi. Yani toplanan 60 milyardan fazla verginin akıbetini Maliye Bakanı bilmiyor, vergiyi topluyor ama nereye harcadığı hakkında hiçbir fikri yok. Biz daha sonra aynı soruyu İçişleri Bakanlığına sorduk, tabii, buradan da herhangi bir cevap hâlen yok. Deprem için toplanan katrilyonları kim harcadı, nasıl ve nereye harcadı, şu anda bilen yok. Bu durum iktidarın ayıbıdır, bu durum milyonların hayatının, can ve mal güvenliğinin hiçe sayıldığının ispatıdır. Aslında biz biliyoruz bu vergilerin nereye harcandığını. Sayın milletvekilleri, vatandaştan alınan bu deprem vergileri vatandaşa değil, yandaşa harcanıyor. Siz millete küfreden iş adamlarının ödemesi gereken vergileri affediyorsunuz ya, işte o affettiğiniz yüz milyonlarca lira vergi borcunu milyonlarca fakir insan ödüyor, milyonlarca vatandaş hakkını size helal etmiyor. Yanınızda belki milyarlık iş adamı var ama üzerinize de milyonların, yoksul milyonların ahı var ve sizin sonunuzu da bu yoksullardan aldığınız ahlar getirecek.

Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Antmen.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.31

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR

KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

—–0—–

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesi üzerinde Mersin Milletvekili Alpay Antmen ve arkadaşları tarafından verilen önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon yerinde.

2’nci madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının (d) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup: Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda bulunan tüm işletmeleri,”

Dursun Müsavat Dervişoğlu Orhan Çakırlar Ümit Beyaz

İzmir Edirne İstanbul

Mehmet Metanet Çulhaoğlu İsmail Ok Arslan Kabukcuoğlu

Adana Balıkesir Eskişehir

34


BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Balıkesir Milletvekili İsmail

Ok konuşacaktır.

Buyurun Sayın Ok. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

İSMAİL OK (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve ekranları başında bizleri izlemekte olan yüce Türk milletini canıgönülden muhabbetle selamlıyorum.

Evet, bu paket ağır vergiler altında inim inim inleyen milletimizin üzerindeki vergi yükünü artırmaktan başka bir şey değildir, bunun altını özellikle çiziyorum. Elbette olumlu yönleri vardır, bu vesileyle Komisyona, bunun hazırlanmasında emeği geçenlere de teşekkürü bir borç biliyorum, kendilerine teşekkür ediyorum. Ama bu kadar ekonomik krizin had safhaya çıktığı bir süreçte yeni vergilerin getirilmesini, bütçe açığını kapatmak üzere, zaten vergileri ödeyemeyen vatandaşlarımıza ek vergiler konulmasını asla kabul etmiyoruz. Tam tersine, özellikle şu son yerel seçimlerde iktidar partisi çiğ süt üreticilerinin 10 kuruş olan desteğini 25 kuruşa çıkarma sözü verdi ama maalesef yerel seçim öncesinde verilen bu söz seçimlerden sonra mayıs ayından geçerli olmak üzere kaldırılmıştır.

Seçim bölgem Balıkesir, Türkiye’yi doyuran bir ildir. Dolayısıyla verilen bu sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Özellikle süt üreticisi vatandaşlarımız, hemşehrilerimiz, köylülerimiz, çiftçilerimiz süt ineklerini kestirmek için sıraya girmiş durumdalar. Böyle gidersek, süt de bulamayacağız. Memleketimizin, özellikle topyekûn 82 milyonun ucuz gıdaya erişim hakkı için seçim öncesi verilen bu sözün, 10 kuruşluk desteğin 25 kuruşa çıkarılması sözünün derhâl yerine getirilmesini başta seçim bölgem olmak üzere bütün köylü, çiftçi, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar adına talep ediyorum.

Şimdi, seçim bölgemde yaşanan bir skandalla ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Özellikle AK PARTİ Grubunun ve özellikle Grup Başkan Vekili Özlem Hanım’ın bu konuda harekete geçmesini Balıkesir halkı adına talep ediyorum. Şurada, Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin resmî bir yazısı var, konu satış ve bu satışta neler var, yazıdan aynen okuyorum: “Balıkesir Büyükşehir Belediyesine ait imar planında özel proje alanı Paşa Camii, askerî konut, kültürel tesis, eğitim, sağlık, sosyal, kültürel tesis, kapalı spor salonları ve dinî tesis alanında kalan taşınmazların Maliye Bakanlığına vergi borcu karşılığında satışının ve tapu devrinin yapılması.” Gerçekten, Allah hiç kimseyi bu hâle düşürmesin. Bu memlekette özellikle AK PARTİ’li Balıkesir Dursunbey Belediyesinin başlattığı cami yeri ve cami satışı Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde de devam etmektedir. Biraz önce Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde bu konuda bir oylama yapılmıştır ve tabiri caizse büyük bir kıyamet kopmuştur, kavga çıkmıştır. Bu Paşa Camii, öyle bir camidir ki çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han’ın Veziri Zağnos Paşa adına 1461 yılında yapılmıştır, Kurtuluş Savaşı’nda kubbesinden sökülen kurşunlarla mermi yapılmıştır, Atatürk’ün Türkiye’de tek ve son hutbe verdiği böyle tarihî, Kuvayımilliye kıvılcımının yakıldığı bir camidir ama şimdi bu caminin müştemilatı ve dinî alan olarak ayrılan yerleri Balıkesir Büyükşehir Belediyesi satışa çıkarmıştır. Biraz önce de kavga dövüşle reddedilmesine rağmen “kabul edilmiştir” diye zorla oldubitti yapılmaya kalkılmıştır. Buradan sesleniyorum AK PARTİ Grubuna: Bunun için şu anda eleştiri hakkımı saklı tutmak üzere…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Ok, sözlerinizi tamamlayın lütfen.

İSMAİL OK (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanının bu hezeyanı durdurulmazsa AK PARTİ Grubu ve bütün milletvekilleri de töhmet altında kalacaktır. Sayın Grup Başkan Vekili ve milletvekilleri, derhâl ayağa kalkıp bunu durdurun. Sizleri bundan dolayı şu anda eleştirmiyorum ama Balıkesir Dursunbey ilçesinde başladı bu AK PARTİ belediyelerinde, şimdi de Büyükşehir Belediyesinde. Böyle tarihî bir caminin müştemilatı satılıyor. Sadece cami değil, eğitim alanları, spor kültürel alanları, kapalı spor salonları satılıyor. Ortalama bir Türk vatandaşı bunu yapmak yerine intihar etmeyi seçer. Biraz şerefli ve onurlu olsun Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir’i bu korkunç durumdan kurtarsın yoksa özellikle AK PARTİ Grup Başkan Vekilinden ve milletvekillerinden ayağa kalkarak bunun durdurulmasını Balıkesir halkı adına, Kuvayımilliye kahramanları ve evlatları adına talep ediyorum ve yüce Meclisi bu duygularla saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ok.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

35


Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinde bulunan “veya” ibarelerinin “ya da” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erol Katırcıoğlu Mehmet Ruştu Tiryaki Mahmut Toğrul

İstanbul Batman Gaziantep

Meral Danış Beştaş Serpil Kemalbay Pekgözegü Nuran İmir

Siirt İzmir Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu konuşacaktır.

Buyurun Sayın Katırcıoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekilleri; hepinize saygılarımı sunarım.

Dijital hizmetlerle ilgili olan bu yasa teklifinin 2’nci maddesi, esas itibarıyla bu yasa içindeki terimleri tanımlayan bir madde. Dolayısıyla onlar üzerinde konuşmanın çok bir kıymetiharbiyesi olmayacağını düşünerek ben bu yasa teklifiyle ilgili birkaç noktayı belirtmekte yarar gördüm.

Arkadaşlar, bunlardan bir tanesi şu: Biliyorsunuz, 1980 itibarıyla dünyada 1980 öncesine göre önemli bir değişim oldu ve biz buna “küreselleşme” “globalleşme” dedik. Bu süreç gerçekten de çok hızla gelişti ve bu gelişme sürecinin asıl motivasyonunu sağlayan da dijital imkânlardı, “dijital devrim” dediğimiz devrimdi. Tabii, bu küreselleşme süreci dijital devrimle böyle yürürken küresel birtakım dijital firmalar oluşturdu. Bir ulusa ait olmakla birlikte, bütün uluslara etki etme şansı olan, imkânı olan şirketler dünyası ortaya çıktı. Dolayısıyla birçok başka konuda da olduğu gibi -mesela Dünya Ticaret Örgütünün de gündeminde olan bir şeydi bu geçmişte- öyle bir durum ortaya çıktı ki küresel hizmet veren şirketler var, ulusal ülkelere de bu hizmetler verilmekte fakat o ulusal ülkelerin herhangi bir yaptırım gücü yok. Dolayısıyla da özel bir vergi mevzuatı itibarıyla bir sorun çıktı çünkü bu hizmetler örneğin Türkiye gibi ülkelerde de kullanılıyor -Google’dan, Twitter’dan, Netflix vesaireden bahsediyoruz- ve bunların karşılığında bir para ödeniyor bu şirketlere fakat bu şirketlerin kârları üzerinden değil; ciroları üzerinden, bir bakıma, vergilendirilmeleri söz konusu oluyor.

Arkadaşlar, şimdi, küreselleşen bir dünyada, küreselleşen şirketleri ulusal olanla vergi denetimi altına almanız mümkün değil. Ne gerekiyor? Gereken şu: Küresel bir anlaşma gerekiyor ama küresel bir anlaşmayı OECD denedi ve yapamadı. Avrupa Birliği bu konuda adımlar attı, bence Avrupa Birliği de yapamadı. Yani yüzde 3 gibi bir geçici vergi düşündüler, bu çerçevede tartışmalar devam ederken Fransa ilk adımı attı ve bir vergi çıkardı. Şimdi, benim anladığım, Avrupa’ya yakın veya aday bir ülke olan Türkiye de ikinci olarak böyle bir adım atıyor, yüzde 7,5 civarında bir vergi koyuyor vesaire.

Şimdi, arkadaşlarımız anlattı, ben çok fazla üzerine gitmeyeceğim ama açıkçası bu vergilendirmede esas olarak bu şirketler ödedikleri vergileri hizmetleri kullananlara yansıtacaklar ve dolayısıyla da bu şirketlere konan vergileri Türkiye halkı ödeyecektir.

Çok az zamanım var, başka bir konuda birkaç şey söylemek istiyorum arkadaşlar.

Biraz önce arkadaşımız Mahmut Toğrul Gaziantep’te olan bir olayı yansıttı sizlere. 56 civarında partilimizin gözaltına alındığından söz etti. Biraz önce yine, yanılmıyorsam, Maraş’la ilgili bir haber geldi, 8 arkadaşımız da orada… Arkadaşlar ne oluyor? Bilen var mı? Yani 20 belediyemiz zaten… Anadolu Ajansının terimiyle söyleyeyim, görevlendirilmişler bunlar, “kayyum”dan da vazgeçtiler, “kayyum” da denmiyor artık, “görevlendirme” deniyor ve 20 tane belediyemize görevlendirme çıkarıldı. Arkadaşlar, ne yapılmak isteniyor? Bu kararları kimler veriyor arkadaşlar? Benim aklıma gelen Cumhurbaşkanı oluyor tabii ki çünkü tek adam yönetimi diyoruz, açıkçası böyle bu. Fakat sonra düşünüyorum ya, Cumhurbaşkanı mesela Mısır’da Mursi’ye darbe yapıldığında ne demişti? Demişti ki: “Seçilmiş bir kişiye böyle bir şey olamaz, biz bunu savunamayız.” Doğru bir pozisyondu. Bu arada kendisine de bir darbe girişiminde bulunuldu. Hatta son zamanlarda biliyorsunuz Venezuela’da Maduro’yla ilgili bir siyasi sorun çıktı ve Sayın Cumhurbaşkanı hemen müdahale etti, dedi ki: “Seçilmiş bir kişiyi kimse görevden alamaz.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) – Sayın Başkan, bir dakika…

BAŞKAN – Buyurun devam edin.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) – Şimdi arkadaşlar, ben hakikaten soruyorum: “Seçilmiş bir kişiyi görevden kimse alamaz.” diyen bir Cumhurbaşkanının olduğu bir ülkede, seçilmiş 20 belediye başkanımız, eş başkanlarıyla birlikte görevden alındı. Bu sizi hiç ilgilendirmiyor mu arkadaşlar ya? Bu nasıl bir şey? Nasıl bir demokrasi bu?

Yani bunlar olurken gerekçe olarak ne söylenirse söylensin, bu gerekçeler hiçbir

36


şekilde hiç kimseyi tatmin etmiyor, bunu hepimiz de biliyoruz. Dolayısıyla da arkadaşlar, burada bu kararların kimler tarafından alındığını ben şahsen bilmiyorum, bu kararların Cumhurbaşkanı tarafından alındığını düşünmek istemiyorum ama birileri bu kararları alıyor. Sorum şu: Kim alıyor? Lütfen, birinci partinin mensupları bu soruya cevap vermeye çalışırsa çok mutlu olurum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Katırcıoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinin (ç) bendinde yer alan “Türkiye’de bulunmayan kişilere” ibaresinin “Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yaşar Karadağ Saffet Sancaklı Sefer Aycan

Iğdır Kocaeli Kahramanmaraş

Cemal Enginyurt Esin Kara

Ordu Konya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt konuşacaktır.

Buyurun Sayın Enginyurt. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım.

Bu kanunla ilgili bir eleştirimi öncelikli olarak ifade etmek istiyorum. Konaklama vergisi adı altında kişilerden vergi alınması bu kanunun 9’uncu maddesine eklenmiş bulunuyor. Gerçi AK PARTİ Grup Başkan Vekili Bülent Turan biraz evvel 9’uncu maddede bir değişikliğe gidileceğini ifade etti, bu güzel bir gelişme çünkü bu vergi hakikaten otelcilere ve turizmcilere büyük yük getirecekti. Çünkü 2020 yılı için yüz binlerce insanla anlaşma yapıldığını ve fiyatların belirlendiğini göz önüne alırsak bu büyük bir maliyet getirecek. Bu maliyet otelcilerin ve turizmcilerin üzerine yansıyacak, kişilerden bu parayı asla tahsil edemeyeceklerdi. Dolayısıyla bu vergiden vazgeçileceğini öğrenmiş bulunuyorum, bunun için teşekkür ediyorum. Nispi vergiye dönülürse çok güzel olacağı kanaatindeyim.

Ayrıca bir öneride bulunmak istiyorum AK PARTİ ve bütün parti gruplarına. Yine otellerde ve pansiyonlarda kalan öğrencilerimiz var, yıl içerisinde yurt bulamadığı için mecburen otellerde ve pansiyonlarda kalıyorlar. Bunların tamamıyla vergi dışında, nispi de olsa vergi dışında tutulmaları gerekir. Bu öğrencilerin okuduğu belgelenip hiçbir şekilde bunların vergiye tabi tutulmaması gerektiğini düşünüyorum, bunun da inşallah dikkate alınmasını hassaten rica ediyorum.

Yine bir konu üzerinde de fikrimi belirtmek istiyorum. Rabia Naz Vatan Araştırma Komisyonu üyesi olarak dün meydana gelen ve maalesef dün akşamdan bu tarafa ciddi anlamda karartma ile yanlış algı yaratılan bir konuyu burada açıklama ihtiyacı hissediyorum. Rabia Naz Vatan’ın babası bugün gözaltına alınmıştır, doğrudur. Dün 3 kişi gözaltına alınmış, doğrudur ama bu sadece görevini yapan gazetecilerin gözaltına alınma hadisesi değildir. Bu, acılı bir babanın susturulması için bir eylem değildir. Dün, Canan Coşkun isminde, daha önce Can Dündar’ın yardımcılığını yapan bir hanımefendi, Eskişehir Milletvekilimiz Jale Hanım’ın danışmanı olduğunu söyleyen bir gazeteci, tek şahit olan Mürsel Küçükal’ın evine gidiyor ve Mürsel Küçükal’a diyor ki: “Komisyon çalışmaları devam ediyor, seni komisyon olarak olay yerinde tekrar dinlemek istiyoruz.” Mürsel Küçükal’ı evinden alıyor, olay yerine getiriyor. Olay yerine geldiğinde 2 kişi, Kazım ve Tuğba isimli gazeteci ve Şaban Vatan taksiyle olay yerine geliyor. Mürsel Küçükal’ı bahçe üzerinde tam 4 defa süründürerek olay tespiti yaptırıyorlar sözde. Mürsel Küçükal’ın hanımı diyor ki: “Siz komisyon üyesi olamazsınız.” Canan Coşkun diyor ki: “Şu an komisyon Eynesil’de, olur mu öyle şey, biz komisyon adına görev yapıyoruz.” Yani araştırma komisyonu kullanılarak art niyetli bir şekilde, olmayan bir komisyon adına Canan Coşkun diye bir gazeteci, baba Şaban Vatan, Mürsel Küçükal böyle bir organizasyon gerçekleştiriyorlar. Daha sonra bunu bir dükkâna alıyorlar, diyorlar ki: “Sana para verelim, ev alalım, sen ifadeni değiştir. ‘Bu çocuk sırtüstü gelmedi.’ de, ‘Bu çocuk ben geldiğimde bu olay yerinde yatıyordu.’ de.” Baba isyan ediyor, polisi arıyor ve polisler 3 gazeteciyi ve Şaban Vatan’ı gözaltına alıyor ama maalesef, şimdi yaratılmaya çalışılan algı, bu gazeteciler görevini yapıyormuş, görevini yapan gazeteciler niçin alınırmış. Hangi gazetecinin, adı Canan Coşkun da olsa veya bir başkası, bir tanığı araştırma komisyonu adına böyle bir şekilde uygulamaya tabi tutmaya hakkı vardır?

37


Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine saygısızlık, adını kullanmaktır. Dolayısıyla araştırma komisyonu gereğini yerine getirmiştir, valilik gereğini yerine getirmiştir, polis gereğini yerine getirmiştir.

İnşallah netice ortaya çıkacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Enginyurt.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ KANUNU