Dijital Hizmet Vergisi “Madde4 – Muafiyet ve istisnalar”

İLK TEKLİF (İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Teklifi)

KOMİSYONUN TEKLİF ETTİĞİ METİN

4. Madde ile ilgili MECLİS GÖRÜŞMELERİ

“Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
27. Dönem 3. Yasama Yılı
18. Birleşim14 Kasım 2019 Perşembe

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 4’üncü madde üzerinde 3 adet önerge vardır, şimdi bunları aykırılık sırasına göre okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesinin kanun teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.

Mehmet Ruştu Tiryaki Mahmut Toğrul Tulay Hatımoğulları Oruç

Batman Gaziantep Adana

Meral Danış Beştaş Nuran İmir

Siirt Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç konuşacaktır. (HDP sırala-rından alkışlar)

Buyurun Sayın Hatımoğulları Oruç, süreniz beş dakikadır.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen halklarımız ve sevgili kadınlar; ben bugün konuşmamı, özellikle bütçe görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte, kadına yani kadın-erkek eşitsizliğine duyarsız olan bir bütçe üzerinde vurgulamak ve kimi taleplerimizi sıralamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bizler Halkların Demokratik Partisi olarak kadın-erkek eşitsizliğiyle, bu Meclis başta olmak üzere yaşamın her alanında mücadelemizi sürdürüyoruz. Bakın bugün “Mor çizgimizden asla geri adım atmayacağız.” sözümüz, kayyum atanan belediyelerimize kayyum atarkenki gerekçelerden birisinin eş başkanlık sistemi olduğuna dair vurgular yapıldığı için biz bu vurgumuzu biraz daha güçlü bir biçimde buradan ifade etmek istiyoruz.

Bakın, eş başkanlık sistemi, yerel yönetimlerde özellikle bütçeler belediyelerini planlarken kadın duyarlılığı yüksek planlamalar yapmaktadır. Bakın HDP belediyelerinde kadın danışma merkezleri, kadınlar için sosyal alanlar ve gücü yettiğince istihdam alanları sağlamak konusunda bütçeleme modellerine sahiptir. Bu kayyumu ayrıca, kadınların bu kazanımına dönük, HDP belediyelerinin bu kazanımlarına dönük bir darbe olarak da nitelediğimizi belirtmek isterim.

Bakın, 2020-2021 bütçesi görüşülürken kadının asla adı yok. Bugün, şunu da hatırlatmak isterim ki eş başkanlık sistemini Almanya’da Yeşiller Partisi uygulamış, Türkiye’de HDP bu modeli yaşamın her alanında yaygınlaştırmış ve bu Meclise de önerimiz, bütün siyasi partiler bir an önce eş başkanlık sistemine girmeli, eş başkanlık sistemi de yasalaşmalıdır. İşte o zaman bizler, bütçe dâhil olmak üzere hakkımız olanı daha fazla talep etme şansına sahip oluruz.

Bugün, biz kadınların bütçeden somut talepleri nedir? sorusuna tabii ki, başta katılımcı bütçe diyoruz. Yani bütün kadın kurumları bu bütçe oluşturulurken, her bakanlığın bütçesi tek tek oluşturulurken mutlaka ve mutlaka kadın kurumlarına başvurulmalıdır, fikirleri

45


alınmalıdır. Aynı şekilde, erişilebilir ücretsiz sağlık hakkı, yine eğitim hakkı ücretsiz olarak ve daha fazla teşvik kampanyaları, kadınlara istihdam alanlarıyla ilgili ciddi biçimde kota uygulanması…

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için İstanbul Sözleşmesi’ni bu iktidar tartışmaya açtı, reddediyor esasen sözlü ve fiilî olarak. Bu İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için, farkındalık yaratma ve altyapısının kurulması bağlamında ciddi anlamda bütçeden pay ayrılmalıdır. Sığınmaevlerinin sayısı artırılmalıdır. Daha fazla kreşler yapılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, kadınların yaşayabileceği kentler yerel yönetimler için olmazsa olmazdır ve merkezi bütçeden sadece bu kaleme dönük pay ayrılmalıdır. Yine, kadın destek hatlarının yeterli bir biçimde altyapıları daha fazla güçlendirilerek daha yaygın bir şekilde yerine getirilmelidir.

Değerli arkadaşlar, ben sözlerimi bitirirken, önümüz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. 25 Kasımda Mirabel kız kardeşler faşizm tarafından katledildiler ve bu nedenle, 1981’de, Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresi’nde bugünü -kadınlara karşı işlenen suçlar- Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü ilan edilmesini istemiştir ve ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler de 1999’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti 25 Kasımı. Bu ilanın anlamı tam da şudur: Faşist diktatörlüklerin yoğunlaştığı dönemlerde kadına yönelik artan şiddetle daha çok mücadele etme, uluslararası fikri, zikri ne olursa olsun bütün kadınların ortak mücadelesini vurgular ve bununla dayanışacak güçleri de elbette vurgular.

Değerli arkadaşlar, “Mirabel kız kardeşler” dediğimizde aklımıza özgürlüğe kanat çırpan kelebekler gelir. Biz kadınlar, hepimiz kelebeğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Hatımoğulları Oruç, bağlayın lütfen sözlerinizi.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) – Unutmayalım ki kelebekler kanat çırparak yol alır. Yalnız 25 Kasımlarda ve 8 Martlarda değil; gün gün, kanat çırptıkça özgürleşeceğiz ve hakkımız olanı alacağız. “Ekmek de istiyoruz, gül de.” diyorduk ya; biz ekmeği de, gülü de alacağız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Hatımoğulları Oruç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesinin yedinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“(7) Dijital hizmet vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda bulunan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir.”

Dursun Müsavat Dervişoğlu Orhan Çakırlar Ümit Beyaz

İzmir Edirne İstanbul

Mehmet Metanet Çulhaoğlu Ümit Özdağ

Adana İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ konuşacaktır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Özdağ.

Süreniz beş dakikadır.

ÜMİT ÖZDAĞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birisinden geçiyoruz. Bu krizin en önemli nedeni, hiç şüphesiz, Türkiye’nin üretimden kopmasıdır. Mevcut krizi aşmak için finansal çalışmalar yetmeyecektir. Krizin aşılabilmesinin tek yolu vardır, o da üretimi artırmak. Ancak üretimin artması, yüksek teknoloji üretimin artmasıyla Türkiye’yi sıçratabilecek ve krizli ortamdan üreten bir Türkiye’ye geçebileceğiz. Bu noktada “dijital dünya” diye adlandırdığımız alanın etkin ve yaygın kullanılması kaçınılmaz bir gereklilik olarak önümüze çıkıyor. Hâl böyle iken dijital hizmet vergisi, sektördeki yatırım ortamını olumsuz olarak etkileyecek. Yeni teklif Türkiye’de hâlihazırda vergi mükellefiyeti olan yerleşik kişilerin üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak ciddi maliyetler ve rekabet dezavantajı yaratırken yabancı şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmasının önünde de önemli bir engel olacak. Bu yaklaşım beklenmeden yatırım ortamına zarar verici ölçüde büyük oranlı bir vergi tahsis edilmesi ve vergi yükümlülüğü yerine getirilmediğinde erişim engeli gibi ağır yaptırımlar öngörülmesi, Türkiye’yi, hızla gelişen dijital dünyanın gerisinde bırakacaktır. Mevcut gelir vergisi tarifesi

46


daha adil olarak yeniden tasarlanmalıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanına vergi hadlerini değiştirme yetkisi tanınması ve Cumhurbaşkanının takdir yetkisinin bu kadar geniş tutulması da doğru değildir. Bu madde de Cumhurbaşkanına verilen yetki sonucunda vergi hadlerinin aşağı indirilmesi durumunda küçük firmaların üzerine yük binecek, Türk piyasasından çekilme ve yatırımlarını durdurma yoluna gideceklerdir.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Özdağ.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında geçen “döneminden itibaren” ibaresinin “dönemini izleyen” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Bekaroğlu İlhami Özcan Aygun Lale Karabıyık

İstanbul Tekirdağ Bursa

Bülent Kuşoğlu Alpay Antmen Cavit Arı

Ankara Mersin Antalya

Burhanettin Bulut Özgür Karabat Süleyman Bülbül

Adana İstanbul Aydın

Turan Aydoğan

İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Özgür Karabat konuşacaktır.

Buyurun Sayın Karabat. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında hemen şunu söylemek isterim ki yeni vergiler getiriyoruz, vatandaşın üzerine yeni vergi yükleri yüklüyoruz. AKP iktidara geldiği gün vatandaşın ödediği kişi başına vergi yükü ile 2018 yılı sonu itibarıyla vatandaşın ödediği kişi başına vergi yükü arasında çok ciddi farklar var. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde kişi başına vergi yükü 910 TL, bugün ise bu rakam ortalama 7.235 TL. Dolar cinsinden eğer konuşursak 602 dolar olan vergi yükü, bugün 1.945 dolara yükselmiş durumda.

Değerli arkadaşlar, meşhur bir halk deyimi vardır: “Ekende yok, biçende yok, yiyende çok Osmanlı.” diye. Şimdi, değerli arkadaşlar, bunu özellikle söylüyorum: Bu gidişle vergi sistemini tımar sisteminden daha kötü bir duruma getireceksiniz. Çok vergi tahakkuk ettirmek demek adaletli vergi almak demek değildir. Bunun farkına varmak gerekir.

Size bir örnekten daha bahsetmek isterim. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yılları hatırlayın. Mustafa Kemal Atatürk o gün ülke bütçesi içerisinde çok önemli bir orana sahip olan aşar vergisini kaldırmıştır. Bunu niye söylüyorum? Vergiyi yükselterek kalkınacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz değerli arkadaşlar. Vatandaşın sofrasına ortak olarak büyüyemeyiz, onun yerine başka politikaları izlememiz gerektiğini sizlerle paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlar.

Bu vergiyle ilgili, elbette dijital vergi sistemi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde uygulanıyor. Eğer biz çağdaşlık adına bu vergiyi uyguluyorsak o zaman o vergiyi uygulayan örnekleri de dikkatli bir şekilde incelememiz gerekir. Dolayısıyla en çok bu, Avrupa ülkelerinde uygulanıyorsa Avrupa Birliğinin önerdiği vergi oranı yüzde 3’tür, bizde ise yüzde 7,5’tur. Şunu söylemek isterim ki bu rakam Macaristan’la denktir ama İngiltere’de yüzde 2’dir, İspanya’da yüzde 3’tür; üstelik orada Cumhurbaşkanına vergi oranını 2 kat artırma hakkı verilmemiştir.

Bu vergi de ülkemizde sanki yeni bir vergi gibi anlatılmamalıdır çünkü bu vergiye benzer bir vergiyi de internet reklamı üzerinden alınan vergiyi de daha önce bu Mecliste geçirdik değerli arkadaşlar. Dolayısıyla o Vergi Kanunu orada dururken bunun bu şekilde gelmesi bir çelişkidir; bunu sizlerle paylaşmak isterim değerli arkadaşlar.

Verginin başka noktası şu ki ben hemen sizlere bahsetmek isterim çokça konuşulmadığı için bu konu. Bakın, bu Vergi Kanunu’yla aynı zamanda neden vergi alacağız biliyor musunuz? Eğer bir işyeri sahibi, bir şirket sahibi araç kiralamışsa ve belli bir noktayı geçiyorsa, 5 bin, 5 binin üzerini geçiyorsa diyeceksiniz ki “Daha fazlasını vergiden düşemezsiniz.” Bir araç almışsa, 250 bin rakamını geçiyorsa, bunun üzerini gider gösteremezsiniz. Eğer bu aracı alırken ÖTV ödemişse, KDV ödemişse “135 binini geçen

47


kısmını siz giderden düşemezsiniz.” diyeceksiniz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, hem vatandaştan vergiyi alacaksın hem de diyeceksin ki “Sen bunu indirim konusu yapmayacaksın.” Bizim Vergi Kanunu’muzun en temel esaslarından biri gerçek gider esası. Burada da bir çelişki olduğunu sizlerle paylaşmak isterim.

Bir işyeri sahibi otomobil alınca gider gösteremiyor ama siz kendinize lüks araç almaktan hiç imtina etmiyorsunuz. 80 milyonu geçen araçlar alıyorsunuz, lüks araçları makam araçları yapıyorsunuz ama bir şirket sahibi altına bir makam aracı alıyorsa onun diyorsun yakıtının belli bir kısmını gider gösteremezsiniz.

Değerli arkadaşlar, bu, doğru bir iş değildir, üstelik can çekişen otomotiv sektörüne de ciddi darbeler vuracaktır; bunu dikkatinize sunmak isterim değerli arkadaşlar. Kendinize gelince han hamam, arazi, saray; vatandaşa gelince yüksek maliyetli vergileri reva görmekten vazgeçmenizi buradan söylüyorum değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu vergi kanunuyla ilgili bir şeyi daha hatırlatmak isterim. Her defasında söylüyoruz, kime sorduk? Bu dijital hizmet vergisi kanunu en tabii Sanayi ve Ticaret Bakanlığına sormanız gerekmez mi? Onun tali komisyonunda görüşmek gerekmez mi? Biz hep buradan “Artık yürütme egemen oldu.” diyoruz ya, vallahi de billahi de milletvekillerini geçtik, bakanlarla da artık etkili değil. Cumhurbaşkanlığında, külliyede kurulmuş bir paralel yapı bizlere buradan her şeyi getiriyor, dayatıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın Sayın Karabat.

ÖZGÜR KARABAT (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Bakan çağırılmamış, meslek örgütleri çağırılmamış, konuyla ilgili bu verginin neyi götürüp neyi getireceği analiz edilmemiş… Vergi işi, bir devletin en ciddi işidir. Eğer vergi işi zedelenirse, vergi sistemi bozulursa biliniz ki adalet sistemi bozulur, biliniz ki devletin yapısı bozulur ve biliniz ki o zaman idare edemeyeceğimiz bir kaosla karşı karşıya kalırız. Türkiye’yi getirdiğiniz nokta tımarlı sipahilerin vergi sistemine denk düşer ve ondan sonra çıkan isyanları da artık bu noktadan sonra karşılamayı da biz istemiyoruz. Adaletli bir vergi sistemi için konunun bütün muhataplarıyla yeniden görüşülerek değerlendirilmesini istiyoruz.

Çok teşekkür ediyoruz, sağ olun.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Karabat.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler… Etmeyenler…. Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.52

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 18.59

BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR

KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

—–0—–

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesi üzerinde İstanbul Milletvekili Özgür Karabat ve arkadaşları tarafından verilen önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

128 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon yerinde.

4’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… 4’üncü madde kabul edilmiştir.

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ KANUNU